Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi’nin 2017 Dünya Mülteciler Günü Açıklaması

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, savaş, zulüm ve şiddetten kaçmak zorunda kalmış olan 65 milyondan fazla kişinin dayanıklılığını ve cesaretini onurlandırıyoruz. Bu gün, aynı zamanda, dünyadaki mültecileri ve zorla yerinden edilmiş kişileri aralarına alan, onlara güvenli bir ortam sağlayan; onları okullarına, işyerlerine ve toplumlarına kabul eden toplulukları ve insanları da takdir ettiğimiz bir gün.

Bugün, belirsizliklerin çoğu zaman etrafımızı sardığı bir dünyada yaşıyoruz. Ekonomik istikrarsızlık, siyasi karışıklık ve yanı başımızda yaşanan şiddet gözlerimizi veya kapılarımızı kapatmayı istememize neden olabilir. Fakat korku ve dışlama bizi daha iyi bir yere götürmez – sadece engellere, yabancılaşma ve umutsuzluğa neden olabilir.

Şimdi bu gidişatı değiştirme zamanı. Hem de daha iyi bir yöne doğru. Dünyadaki mültecilerin büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapan en yoksul ülkeler de dâhil olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki sayısız topluluk, iş adamları, inanç toplulukları, öğretmenler, gazeteciler ve çok daha fazlası, zorla yerinden edilmiş kişilere güvenli bir alan sunmak ve toplumlarına dâhil olmalarını desteklemek için birlikte çalışmaktadır.

UNHCR olarak, sıklıkla çatışmaların ön saflarında yer alarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalar aracılığıyla, mültecilerin cesaretine, azmine ve zekâsına her gün tanık olmaktayız.

Evlerini, işlerini ve bazen ailelerini kaybettikten sonra bile pes etmiyorlar – yeniden başlamanın bir yolunu buluyorlar. Bir yere ait olmak ve katkıda bulunmak için çabalarken, yeni komşularıyla iletişime geçerek bağlantılar kuruyor ve yeni fırsatlar yaratıyorlar. Deneyimlerimize göre, doğru ortam sağlandığında, mülteciler sorun değil çözüm getirmektedir.

Mültecileri aramıza dâhil etmek için, zihinlerimizi, kalplerimizi ve topluluklarımızı onlara açmamız gerekiyor. Sorumluluğu paylaşmak için; öğrencilerin, iş adamlarının, sporcuların, aktivistlerin, önde gelen dini figürlerin, politikacıların ve sanatçıların bir araya geldiği, tüm toplumu kapsayan bir yaklaşım gerekiyor.

Mültecilere kucak açmak, yardıma ihtiyacı olan diğer insanları gölgede bırakan değil, ihtiyaç içinde olan herkese ulaşacak boyutta bir yardımı beraberinde getirmelidir. Her kıtada farklı ülkelerde bulunan köylerde, kasabalarda ve şehirlerde, bunun göze çarpan örnekleri bulunmaktadır. Küçük ölçekli ya da daha kapsamlı katkılarda bulunarak dünyanın dört bir yanındaki topluluklar, #MültecilerleBirlikte yer aldıkları ve el ele verip çalıştıklarında tüm tarafların kazandığını gözler önüne sermektedir.

Bu nedenle, Dünya Mülteciler Günü’nde, savaş veya zulüm yüzünden bu gece evlerine geri dönemeyecek olan milyonlarca insanın kaderi üzerine bir dakika durup düşündüğümüzde; aynı zamanda kendimize şu soruyu sormalıyız: her birimiz kayıtsızlığın veya korkunun üstesinden gelmek, mültecilerin topluluklarımıza dâhil olmaları fikrini benimsemek, onları kendi topluluklarımıza kabul etmenin yanı sıra mültecileri ve zorla yerinden edilmiş olan diğer insanları dışlamak ve marjinalize etmek isteyen söylemlerin karşısında durmak için neler yapabiliriz.

Çünkü #MültecilerleBirlikte durduğumuzda, herkes için saygı ve çeşitliliğin de yanında durmuş oluruz.