Çocuk Mültecilere İlişkin Türkiye’deki Yasal Çerçeve

Türkiye, çocuklarin her türlü istismar ve ihmalini önlemeyi amaçlayan asagidaki sözlesmelerin tarafi olup bu sözlesmeleri imzalayarak iç hukuk metnine dönüstürmüstür.

Türkiye,

  • Çocuk Haklari Sözlesmesi'ni 14 Eylül 1990 tarihinde imzalamistir (Sözlesme 1995 tarihinde yürürlüge girmistir).
  • Çocuklarin Silahli Çatismalara Dahil olmalari Konusundaki Ihtiyari Protokolü ve Çocuklarin Satin alinmalari, Çocuk Fuhusu ve Pornografisi Konusundaki Ihtiyari Protokolü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalamistir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasinin 10. maddesine göre yabancilar da dahil herkes dil, din, renk, cinsiyet, siyasi düsünce, felsefi inanç ve benzeri nedenlerle ayirim gözetilmeksizin kanun önünde esittir. Türk mevzuati mültecileri yabanci kategorisi içinde degerlendirmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasinin 10. maddesinde, herkesin dil, din, renk, cinsiyet, siyasi düsünce, felsefi inanç ve benzeri nedenlerle ayirim gözetilmeksizin kanun önünde esit oldugu kabul edilmis, 16.maddesinde temel hak ve hürriyetlerin yabancilar için milletlerarasi hukuka uygun olarak ancak kanunla sinirlanabilecegi kabul edilmistir.

Anayasa'nin 10. maddesi yabanci, vatandas, mülteci ya da siginmaci ayirimi yapmaksizin herkesin temel hak ve hürriyetlerden yararlanacagini kabul etmistir. Anayasa'da sadece vatandaslara taninan bazi haklardan mülteci ve siginmacilarin da yararlanmasi mümkün degildir. Bu anlamda mülteci ve siginmacilar temel hak ve özgürlükler açisindan vatandaslarla esit olup, bazi siyasal, sosyal ve ekonomik haklara sahip degillerdir ya da sinirli bir sekilde sahiptirler.

Türk Mevzuatinda Çocuklarin Mülteci Statüsü Belirleme Usullerine Erisimi:

  • Türk mevzuatinda mülteci tanimlamasinda yas sinirlamasi olmadigi gibi, yetiskin ya da çocuk olma gibi bir ayirim da yapilmamistir. Yetiskinlere uygulanan prosedürün aynisi çocuklar için de geçerlidir.
  • Ailelerinin refakatindeki çocuklarin statüsü, ebeveynlerinin statüsüne baglidir.

    • Çocuk ebeveynlerinden ikisi ya da birisiyle birlikte gelmisse mültecilik durumu ebeveynine bagli olarak degerlendirilmektedir. Ebeveyni ile birlikte olan çocukla mülakat yapilmamakta, çocugun durumu ayrica incelenmemektedir. Anne ya da babasinin mültecilik talebi kabul edildiginde çocuk da otomatik olarak mültecilik statüsünü kazanmaktadir.
  • Refakatçisiz gelen çocuklarin ise dilekçe ve beyanlari bulundugu yer makamlarinca alinmakta ve mülakatlari yapilarak dosyalari olusturulmaktadir. Çocugun mültecilik statüsünü kazanmasi için hiçbir belge aranmamaktadir. Çocugun yaninda hiçbir refakatçisi yoksa, çocugun basvurusu tek basina bagimsiz olarak alinmakta ve degerlendirilmektedir. Ancak bu çocuklarda öncelikle aile birlesmesi yoluna basvurulmaktadir. Çocugun durumu ve güvenligi buna olanak tanimiyorsa koruma altina alinarak basvurusu bagimsiz olarak degerlendirilir. Bu çocuklar yasina uygun bir sekilde ve gerekli olmasi halinde bir psikolog ve avukatin yardimi ile mülakata alinmalidir.
  • Türk hukukunda çocugun vasisi olmak çocugun haklarinin ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde temsilcisi olma anlamini tasimaktadir. Çocuk vasisine, vasi de çocuga bagli olarak hiçbir hak kazanmaz. Bu genel hukuk ilkesine göre çocuk vasisine bagli olarak mültecilik statüsü kazanamaz. Ancak mülteci hukuku uygulamasinda bu konuda esnek davranilarak ve çocugun durumu vasisi ile birlikte degerlendirilerek mültecilik statüsü verilebilmektedir. Bunun yasal bir dayanagi bulunmayip uygulamada çocugun yarari dikkate alinarak karar verilmektedir.
     

Türk Mevzuatina Göre Hangi Durumda Bir Basvuru Reddedilebilir?

  • 1994 Yönetmeligi'nde mültecilik basvurusunun hangi kosullarda reddedilecegi düzenlenmemistir. Ancak Türkiye'nin cografi çekincesi nedeniyle Avrupa disindan gelenlere sadece geçici siginma hakki taninmaktadir. Refakatsiz gelen çocugun yapilan arastirmalar sonucunda ailesi bulunmussa ve aile birlesmesi yapma olanagi varsa iltica talebi reddedilerek çocugun ailesinin bulundugu yere gönderilmesi saglanmaktadir.
  • 1994 Yönetmeligi'nin 29. maddesine göre mültecilik statüsünün reddi kararlarina karsi karari veren makam olan Içisleri Bakanligi'na 15 gün içinde müracaat edilerek itiraz edilebilir.
  • Itiraz sonucu verilen kararlar, idari karar niteliginde oldugundan ve Anayasa'nin 125. maddesi geregi idarenin her türlü eylem ve islemi idari yargi denetimine tabi oldugundan bu kararlara karsi 60 gün içinde idari yargiya basvurma olanagi vardir. Idari yarginin verdigi karar da kesin olmayip kararin tebliginden itibaren 30 gün içinde Danistay'a temyiz imkani bulunmaktadir.
  • Türk mülteci mevzuati, mülteci çocugun mülteci statüsünü kaybetmesi ya da bu statünün kaybettirilmesi durumunda çocugun durumunun ne olacagini düzenlememistir. Yetiskinler bu durumda sinir disi edilmektedir. Ancak çocuklar kural olarak sinir disi edilmediginden bu düzenleme çocuklara uygulanamamaktadir. Öte yandan, çocuk ebeveynine bagli olarak mülteci statüsünü kaybetmisse, ailesi ile birlikte sinir disi edilmektedir.

Türk Mevzuatinda Çocuklarin -Özellikle Refakatsiz Olanlarin- Bakimi:

  • Türk mülteci mevzuatinda siginmaci çocuklara özel haklar veren hiçbir düzenleme bulunmamaktadir. Sadece her konudaki genel düzenlemeler çerçevesinde yabanci çocuklara taninan haklardan siginmaci çocuklar da yararlanabilmektedirler. Bu haklar:

    • a. egitim hakki,
    • b. siginma hakki,
    • c. saglik hakki,
    • d. her türlü kötü muameleden korunma hakki gibi haklardir.
  • Türk mülteci mevzuatinda mülteci çocuklarin haklarina iliskin özel bir düzenleme bulunmamasina karsin, ÇHS ve diger uluslararasi yükümlülükler ve genel hukuk kurallari geregince mülteci çocuklarin ilkögrenim hakki mutlak olarak saglanmaktadir.
  • Mülteci çocuklarin saglik hakkinin (yani ücretsiz tedavi olabilme hakkinin) saglanilmasina çalisilmaktadir. Devlet hastaneleri ile yapilan isbirligi ile bu çocuklarin ücretsiz tedavi görmesi, psikolog yardimindan yararlanmasi saglanmaktadir.
  • Ayrica refakatçisiz gelen mülteci çocugun barinma ve diger temel gereksinmeleri de saglanmaktadir.
  • Refakatsiz çocuklar 2828 sayili Kanunun 3. Maddesinde, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelisimleri ve kisisel güvenlikleri tehlike altinda bulunan ve ebeveynleri tarafindan terk edilmis olarak tanimlanan korunmaya muhtaç çocuk statüsündedir. Refakatçisiz gelen çocuklar yetiskin siginmacilarla ayni haklara sahiptir. Sadece bu çocuklarin korunmaya muhtaç çocuk olmalarindan kaynaklanan haklari da bulunmaktadir.
     

Türk Mevzuatinda Aile Birlestirmesi

    •Türk hukukunda mülteci ve siginmacilarin aile birlesmesi düzenlenmis degildir.

    •Çocuga mülteci statüsü tanindiktan sonra ailesiyle Türkiye'de birlestirilmesi söz konusu     degildir. Ancak 3. ülkede ya da çocugun kendi ülkesinde aile birlesmesinin gerçeklesmesi için her türlü kolaylik saglanmakta, çocugun gidis masraflari ve gerekli seyahat belgesi verilmektedir.

    •Sadece siginmaci statüsündeki çocugun 3. ülkeye mülteci olarak kabul edilmesinden sonra o ülke aileyi de mülteci olarak kabul etmisse 3. ülkeye gönderilmek üzere Türkiye'ye gelmelerine izin verilmektedir. Ancak bu islemler kanun ve yönetmelikte düzenlenmediginden mutlak olarak kabul edildigini söylemek mümkün degildir.

İlgili: