Koruma

Koruma
Hükümetler normal şartlarda vatandaşlarının temel insan haklarını ve fiziksel güvenliklerini güvence altında almaktadır. Ancak insanlar mülteci olduklarında, bu güvenlik ağı yok olmaktadır.
Savaştan veya zulümden kaçan mülteciler çok hassas durumda olabilirler. Kendi devletlerinin onlara sağladığı bir koruma olmadığı gibi, onlara zulmeden çoğunlukla kendi hükümetleridir.
Biz, UNHCR olarak, zorla yerinden edilmiş kişilerin sığındıkları ülkelerde temel insan haklarını savunarak; mültecilerin zulüm görebilecekleri bir ülkeye kendi istekleri dışında geri gönderilmemelerini sağlamaya çalışıyoruz. Anavatanlarına gönüllü olarak geri dönmeleri, sığındıkları ülkelere entegre olmaları veya üçüncü ülkelere yerleştirilmeleri yoluyla mülteciler için uzun vadeli çözüm bulunmasına yardımcı oluyoruz.
Mültecilere Sağlanan Korumanın Güçlendirilmesi
Mültecilere sağlanan korumanın güçlendirilmesine yönelik faaliyetlerimiz şunları kapsamaktadır:
- Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü, Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi ve Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi’ne katılımı teşvik etmek.
- Devletlerin idari talimatlar ve operasyonel kılavuz ilkeler dâhil olmak üzere ulusal mülteci mevzuatını yürürlüğe koymalarına veya gözden geçirerek düzenlemelerine yardım etmek ve ulusal mülteci statüsü belirleme usullerini uygulamak.
İlgili idari ve adli kurumları güçlendirmek, resmi kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının personeline eğitim vermek ve ilgili insan hakları organlarıyla irtibat kurmak.
Kayıt ve Mülteci Statüsü Belirleme Süreçleri
- Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile kurulan Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye’deki yabancıların kayıt iş ve işlemleriyle birlikte geçici ve uluslararası koruma başvuru işlemlerini yürütmekten sorumlu resmi kurumdur. UNHCR, uluslararası koruma başvuru sahiplerinin kayıt ve yönlendirme işlemleri de dâhil olmak üzere Göç İdaresi Başkanlığı'na kuruluşunda yardımcı olmuştur. UNHCR, 10 Eylül 2018 itibarıyla Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancıların kaydını almayı durdurmuştur ancak GİGM’nin kayıt iş ve işlemlerini desteklemeye devam etmektedir. Bununla birlikte Göç İdaresi Başkanlığı ile yakın irtibat hâlinde üçüncü ülkeye yerleştirme bağlamında dosya incelemelerini sürdürmektedir.
- Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca, Türkiye’de geçici koruma veya uluslararası koruma başvurusunda bulunmayan isteyen yabancıların ülkeye girdikten sonra bulundukları ildeki İl Göç İdaresi Müdürlüğüne müracaat etmeleri gerekmektedir. İl Göç İdaresi Müdürlükleri uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancıların kaydını alıp başvuru işlemlerini yürütmekle görevlidir.
- UNHCR Türkiye’deki mültecilere ve sığınmacılara danışmanlık hizmetleri sunmaya devam etmektedir.
UNHCR, ulusal kayıt sistemini ve uluslararası koruma usullerini güçlendirmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü ile yakın işbirliğini sürdürerek teknik ve maddi destek sağlamaktadır.
Hizmetlere Dahil Etme
UNHCR, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da dahil olmak üzere özel ihtiyaç sahibi kişilere hizmet sağlayan kamu kurumlarını desteklemektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye'de ülke çapında sosyal hizmetler ve yardımlar sağlayan, özel ihtiyaç sahibi kişileri destekleyen ana kamu kurumudur. Bakanlık, sosyal hizmet merkezleri ve diğer sosyal kurumlar ağı aracılığıyla, özellikle kadınlar ve çocuklar için sosyal yardım faaliyetleri (hane ziyaretleri), psiko-sosyal destek ve rehabilitasyon hizmetleri de dahil olmak üzere geniş bir yelpazede önleyici ve koruyucu tedbirleri sağlamaktadır. Buna ek olarak, yapılandırılmış ebeveynlik ve toplum bilinçlendirme programları aracılığıyla ailelerin ve toplulukların koruma kapasitelerini güçlendirmeyi amaçlayan koruyucu ve önleyici hizmetler sunmaktadır. Bakanlık ayrıca sosyal yardım mekanizmaları aracılığıyla nakdi ve ayni destek de sağlamaktadır.
UNHCR'nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işbirliği, Göç İdaresi Başkanlığı'nın yetki alanına giren kayıt ve koruma aşamaları ile bakanlığın sorumluluğunda olan sosyal hayata dahil etme aşaması arasındaki sürekliliği sağlamaktadır. Mültecilerin ulusal hizmetler kapsamına alınması, uluslararası veya geçici koruma sağlanmasını tamamlayıcı nitelikte olduğundan, UNHCR için büyük önem taşımaktadır.
UNHCR, mültecilerin uygulamada sürekli olarak yer alması ve sektörel planlara, mevzuata ve politikalara dâhil edilmesi için savunuculuk, kapasite geliştirme ve teknik destekler de dâhil olmak üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yakın bir şekilde çalışmaktadır.
Türkiye, seçmeli protokolleri de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye (UNCRC) taraftır. 2005 yılında yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, hukuki statüsünden bağımsız olarak Türkiye’deki tüm çocukların korunmasına yönelik kapsamlı bir yasal çerçeve ortaya koyarak ayrımcılık yapmama, katılım hakkı ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkelerinin altını çizmektedir. Devlet, Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde istismara, ihmale, sömürüye ve şiddete maruz kalan mülteci çocukların, refakatsiz ve ailesinden ayrı düşmüş çocukların da içinde bulunduğu tüm çocuklara bakım ve koruma hizmetleri sağlamaktadır.
UNHCR, risk altındaki çocukların belirlenmesi, çocuğun yüksek yararı ilkesine göre yapılacak çalışmalar ve kaçmak zorunda kalan ailelerin koruma kapasitesini artırmaya yönelik destekte bulunmak üzere başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) ve Göç İdaresi Başkanlığı (GİB) olmak üzere birçok devlet kurumuyla yakın çalışmalar içindedir.
UNHCR, Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı (3RP) kapsamında Türkiye'deki Ulusal ve alt ulusal Çocuk Koruma Alt çalışma gruplarının eş koordinatörü olarak, kanıt oluşturma, savunuculuk ve standart belirleme yoluyla ulusal düzeyde koordineli ve tamamlayıcı çocuk koruma müdahaleleri için Türkiye Hükümetini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetin önlenmesi, risklerinin azaltılması ve müdahale edilmesi
Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet (TCDŞ) bir insan hakları ihlali ve önemli bir halk sağlığı sorunudur. TCDŞ yeterince rapor edilmemekle birlikte her bağlamda yaşanabilir olduğu bilinmektedir. Yerinden edilmiş nüfuslar, özellikle de kadın ve kız çocukları, sistematik toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ayrımcılık ve eşitsiz güç ilişkileri nedeniyle daha yüksek TCDŞ riskiyle karşı karşıyadır. UNHCR, TCDŞ'nin temel nedenlerini ele alarak, programlarının tüm aşamalarında riskleri azaltarak ve yaş, cinsiyet veya diğer çeşitlilik hususlarına bakılmaksızın tüm mağdurların ihtiyaçlarına cevap vererek; TCDŞ'yi gerçekleşmeden önce önlemek için çalışmaya devam etmeye ve her türlüsünü sona erdirmeye kararlıdır.
UNHCR, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ele almak için yürüttüğü tüm faaliyetlerde iki temel hedefe öncelik vermektedir:
- Başta kadın ve kız çocukları olmak üzere etkilenen tüm kişiler için TCDŞ riskinin azaltılması TCDŞ mağdurlarının hem acil hem de uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayan kaliteli, mağdur odaklı hizmetlere zamanında ve güvenli bir şekilde erişebilmelerinin sağlanması.
UNHCR üç başlıca program alanı temelinde faaliyet göstermektedir: önleme, risk azaltma ve müdahale. Önleme çabaları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve eşitsiz güç dinamikleri gibi TCDŞ'nin ana nedenlerini ele almaya odaklanmaktadır. Risk azaltma, operasyonlarımızın tüm sektörlerinde TCDŞ'ye maruz kalmaları tespit edip azaltmayı ve hizmetlere güvenli erişimi sağlamayı amaçlamaktadır. Müdahale, mağdurların özel tıbbi, hukuki, psikososyal ve mali destek almasını sağlar.
İnsani yardım çalışanları tarafından işlenmiş cinsel sömürü ve istismar mağdurları da dahil olmak üzere tüm TCDŞ mağdurları, hayat kurtarıcı acil koruma ve TCDŞ hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. UNHCR olarak, TCDŞ risklerini azaltmak ve mağdurların kaliteli hizmetlere yeterli oranda ve zamanında erişimini sağlamak için hükümet yetkilileri, insani yardım aktörleri ve mülteci topluluğu üyeleriyle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.
Bunu, muhatapların kapasitesini güçlendirerek, ilgili paydaşlar arasında etkili koordinasyonu teşvik ederek ve topluluk üyelerini ve yerel kuruluşları TCDŞ'ye yönelik önleme, risk azaltma ve müdahaleye dahil ederek yapıyoruz. UNHCR ulusal sistemleri güçlendirmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmekte ve sağlık hizmetleri, psikososyal destek, hukuki yardım ve geçim fırsatları da dahil olmak üzere bütüncül, çok sektörlü hizmetler sunarak mağdurları desteklemektedir.
UNHCR, önleme ve müdahale mekanizmaları hakkında bilgi sağlamayı ve farkındalık yaratmayı teşvik etmekte, bu da mağdurların ve TCDŞ riski altındaki bireylerin tespit edilmesine katkıda bulunmakta ve devlet tarafından sağlanan hizmetlere erişimlerini kolaylaştırmaktadır. UNHCR olarak bunu sosyal medya kanallarımız aracılığıyla, özellikle de TCDŞ, kadın ve kız çocuklarının haklarına dikkat çekilen günler gibi önemli zamanlarda yaptığımız özverili çalışmalarla gerçekleştiriyoruz. Buna ek olarak, YARDIM Sayfamızda topluluklara mevcut destek hizmetleri ve koruma mekanizmaları hakkında erişilebilir ve güncel rehberlik sunan özel bir bilgi merkezi bulunduruyoruz.
UNHCR'nin eylemleri aynı zamanda yerel ve uluslararası aktörler ve hükümet yetkilileri için TCDŞ ile ilgili konularda kapasite geliştirmeyi ve UNHCR'nin 2020 TCDŞ'yi Önleme, Risk Azaltma ve TCDŞ'ye Müdahale Politikasını tüm sektörlerde ana akımlaştırmayı da içermektedir. Bütüncül yaklaşım, tüm bağlamlarda toplum temelli, yaş, cinsiyet ve çeşitlilik bilgisine sahip müdahaleleri birleştiren UNHCR Politikası tarafından yapılandırılmıştır.
UNHCR Türkiye, Danışma Hattı bünyesinde birden fazla dilde hizmet veren bir TCDŞ yardım hattı kurarak en hassas durumdaki kişilerin güvenli hizmetlere ve üçüncü ülkeye yerleştirmeye erişimlerini kolaylaştırmıştır. Bu çabalar, tüm etkilenen kişilerin kapsamlı ve anlamlı destek almasını sağlayan daha geniş koruma görev tanımımızın bir parçasıdır.
Topluluk Katılımı
UNHCR, farklı toplulukların bilgi ve kaynaklarını onların kapasitelerini geliştirmek üzere kullanmaktadır. UNHCR, ilgi alanındaki kişilerin kapasitesi, temsiliyeti, hakları ve insanlık onurunu uyguladığı proje ve programların odağına yerleştirmekte ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyan bireylerle, ailelerle ve topluluklarla işbirliğine öncelik vermektedir.
Toplulukların mevcut kapasitesini güçlendirmek ve gönüllü katılımı teşvik etmek üzere güven tesis edecek bir katılım ortamı sağlayarak iki yönlü iletişimi geliştirecek faaliyetler yürütülmektedir. UNHCR olarak Türkiye genelinde desteklediğimiz topluluk ağları, mülteciler arası destek grupları, komisyonları ve mültecilerin önderlik ettiği topluluk odaklı kuruluşlar toplulukların korunup desteklenmesine ve ev sahibi toplumla sosyal uyumun güçlendirilmesine önemli katkılar sunmaktadır.