Umudu filizlendirmek: İzmir’de Mülteci Kadınlar ve Çocuklar Bağ Kuruyor, Destek Buluyor
Umudu filizlendirmek: İzmir’de Mülteci Kadınlar ve Çocuklar Bağ Kuruyor, Destek Buluyor
UNHCR’nin sivil toplum ortağı Hayata Destek Derneği tarafından İzmir’de düzenlenen bir etkinlikte mülteci kadınlar ve çocuklar bir araya geldi. Topluluk temelli bu etkinlik, kadınlar ve çocukların ağaç dikmesini, doğada zaman geçirmesini ve Türkiye’deki hak ve yükümlülükleri hakkında bilgilendirilmelerini sağladı. Birçok kadın için bu tür faaliyetler, yeni bir ülkede bağ kurmanın ve kendilerine yer edinebilmenin somut bir yolunu sunuyor.
Dört çocuk annesi Fatima, dokuz yıl önce Türkiye’ye geldiğinden beri bu çabalarda kritik bir rol üstleniyor. Fatima, Türkiye’ye geldikten sonra Türkçe öğrendi ve bir sağlık projesinin aşılama kampanyasında çalıştı, hastanelere erişimde zorlanan mültecilere tercüme ve rehberlik desteği sağladı. Şimdi ise İzmir’de Hayata Destek’in faaliyetlerinde gönüllü olarak yer alıyor ve ihtiyaç duyanlara dil desteği sunuyor, mülteci kadınlara mevcut hizmetler ve faaliyetler hakkında bilgi veriyor. “Bu destekle kadınlar kendilerini daha güçlü hissediyor ve zorlukların üstesinden güvenle gelebiliyorlar. Bu nedenle yaptığımız işin kadınların hayatlarında gerçek ve olumlu bir değişim yarattığına inanıyorum,” diyor.
Bu değişimi yansıtan kadınlardan biri de Hala*. 2015 yılında Suriye’den Türkiye’ye geldi, önce Türkçe kurslarına katıldı, ardından açık öğretim sistemiyle lise eğitimini tamamladı. Şimdi üç çocuk annesi ve bilgisayar programcılığı okuyor. “Babam her zaman üniversite mezunu olmamı isterdi. Suriye’de savaş nedeniyle bu mümkün olmamıştı. Şimdi onun anısı bana güç veriyor,” diyor. Hala, Fatima aracılığıyla Hayata Destek ile tanıştı ve artık düzenli olarak kadınlara yönelik oturumlara katılıyor. Bu oturumlar adalete erişimden toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesine ve ruh sağlığına kadar birçok konuyu kapsıyor. Kadın haklarına ilişkin oturumların özellikle farkındalıklarını artırdığını vurguluyor: “Neyin şiddet sayıldığını fark ettik; daha önce hiç düşünmediğimiz bazı davranışların bile. Bence çok öğreticiydi.”
Aisha* ise ailesiyle birlikte 2015’te Türkiye’ye geldi. Burada evlendi ve şimdi iki çocuk annesi. Önce merkezde çocuklar için yapılan etkinliklere katılmaya başladı, daha sonra Fatima’nın yönlendirmesiyle psikososyal eğitim ve kadın hakları oturumlarına dahil oldu. Aisha, psikososyal destek ve kaygı yönetimi oturumlarının kendisi için çok faydalı olduğunu söylüyor: “Burada geçirdiğim zamandan çok memnunum ve çevremdeki herkese öneriyorum. Anıları ve deneyimleri paylaşmak gerçekten çok yardımcı oluyor.”
Fatima’nın hikâyesi ve onun aracılığıyla merkeze ulaşan kadınların deneyimleri, mültecilerin toplumla bütünleşirken kendilerine sunulan destek mekanizmalarının aktif üyeleri hâline gelerek nasıl güçlendiğini gösteriyor. Fatima’nın gönüllülüğe olan bağlılığı, sadece kendi kişisel gelişimine değil, aynı zamanda çevresindeki mülteci topluluğunun dayanıklılığına da katkı sağlıyor. Fatima, “Bir kadın güçlendiğinde sadece kendi hayatını değil, ailesini, çocuklarını ve etrafındaki herkesi aydınlatır. Kadınların sevgisi ve emeği toplumun gerçek temelidir,” diyor.
Güney Kore Cumhuriyeti ve diğer bağışçıların desteğiyle UNHCR Türkiye ve ortakları, evlerini terk etmek zorunda kalan kişilerin ev sahibi toplumla etkileşim kurmasına, anlamlı bağlantılar kurmasına ve iyi oluşlarını ve sosyal uyumlarını destekleyen etkinliklere katılmasına yardımcı olan faaliyetler düzenliyor. Bu çalışmalar, koruma desteği, psikososyal destek ve topluluk temelli girişimlerle insanların hayatlarını yeniden kurmalarına katkı sağlıyor. UNHCR Türkiye, saha ortaklarıyla birlikte, Fatima, Hala ve Aisha gibi uluslararası korumaya ihtiyaç duyan kişilerin topluma aktif ve katkı sunan bireyler olarak katılmalarını destekleyen temel hizmetlere erişimlerini sağlamayı amaçlıyor.
Güvenlik amacıyla kişilerin isimleri değiştirilmiştir.