Orta Afrika Cumhuriyeti’nden bir mülteci “kutsal topraklar”ı UNHCR kampında buldu
Orta Afrika Cumhuriyeti’nden bir mülteci “kutsal topraklar”ı UNHCR kampında buldu
Yazı, 11 Ekim 2013
BOYABO MÜLTECİ KAMPI, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 11 Kasım (UNHCR) – 36 yaşında bir balıkçı, Jean, Oubangui nehrinin ona yaşam vereceğinine inanarak geldi; ancak bugün bu olayı bir sürgün olarak gören Jean, yalnızca ölüm ve acıyı düşünüyor.
“Nehri geçemiyorum, çünkü diğer tarafta Seleka beni bekliyor” diyor Jean Mart ayında hükümeti deviren, annesini ve daha pek çok kişiyi öldüren eski asi koalisyonu kastederek. Jean, ülkesinde devam eden şiddet ve çatışmalardan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Orientale ve Equateur illerine gitmek için kaçan 40,000 kişiden biri.
Eşi ve iki çocuğuyla birlikte ilk sığınak bulduğu yer olan Batanga’dan -Equateur’un nehir kıyısında bir köy- bir gün balığa gitmeyi denediğini söylüyor Jean, “ama onlar beni buldu ve dövdü.” Bu olaydan sonra, Oubangui’den Orta afrika Cumhuriyeti’ne gitmek onu sadece korkutuyor. Ancak Jean nehrin ilerisinde UNHCR tarafından yönetilen Boyabo mülteci kampına taşındığından beri kendini daha güvende hissediyor.
Jean Boyabo kampını “kutsal ülke” olarak isimlendiriyor; onun hikayesini dinledikten sonra neden burayı böyle isimlendirdiğini anlamak kolaylaşıyor. Diğerleri gibi, Jean da Seleka’nın ilerleme ve 24 Mart’ta başkent Bangui’yi ele geçirme hızı karşısında şaşkın.
Jean’ın yaşadığı köy olan Batalimo’da herkes gergindi, ancak o hayatının tehdit edildiğini düşünmüyordu. Ta ki diğer köylülerin onun annesinin palmiye yağı sattığını ve diğerlerine göre daha zengin olduğunu söyledikten sonra silahlı adamların evine geldiği 31 Mart gecesine kadar.
Jean “Eşim ve çocuklarım kayınvelidemin evinde uyuyorlardı. Biz annemle yalnızdık. Birinin kapıyı çaldığını duyduk. Anneme kapıyı açmamasını söyledim. Ellerinde meşale tutan birkaç adam kapıyı kırdı. Annemi yatakta gördüler. Para istediler. Annemin parası olmadığı için onun boğazını kestiler. Ben yatağın altında saklanıyordum. Beni görmediler” diye anlatırken ağlıyor.
Saldırganlar ayrılmadan once evi yağmaladılar. Korkudan sabaha kadar o yatağın altında kalan balıkçı, “sekiz delikanlı annemi yakmam gerektiği konusunda beni cesaretlendirdiler. Cenazeden sonra, eşimi ve çocuklarımı ormanda buldum ve birlikte Zinga feribot iskelesine gittik” diye anlattı.
Geceyi orada geçiren aile, ertesi gün Batanga nehrini geçti.
Boyabo kampında Jean rahatlamıs ve hatta mutlu görünüyor. Ancak annesinin ölümünden dolayı hala canının yanıyor olduğu da bir gerçek. Jean ve ailesi Ağustos ortasında kampa transfer edildi ve orada normal bir hayat kurmaya çalışıyorlar.
UNHCR onlara ulaştığında, korkudan uzak bir yaşam sürmek istiyorlardı. Şimdi, güneşli bir Pazar günü, çadırının etrafındaki çimleri kesmekle meşgul. Yakında ailesi için sebze yetiştirmeye başlayabileceği bir Alana sahip olmayı umuyor.
Öğlen saatinde yaptığı işe ara vererek ailesinin olduğu müşterek kullanılan mutfağa gidiyor. Herbiri kendi acı geçmişini taşıyan ve bir gün güvenli şekilde evlerine dönüp dönemeyeceklerini merak eden diğer kamp sakinleriyle birlikte.
Bayabo kampı geçtiğimiz Temmuz’da açıldı, burası nehir boyunca yaşayan mültecilerin koruma ve güvenliğe daha kolay ulaşabilecekleri bir yer. Oubangui’ye 20 km. mesafede ve şu an 3,600’den fazla mülteciye barınak sağlıyor. UNHCR 7 ortağıyla birlikte, bölgede gıda, gıda dışı yardım, barınak inşaası, sosyal servis, sağlık ve temizlik ihtiyaçlarını koordine ediyor. Jean, bu yardımlardan faydanmakla birlikte, diğer mülteciler gibi gelecek konusunda tereddütlü.
Batanga’dan Boyabo kampına ailesiyle birlikte transfer edilen diğer bir mülteci olan Silvestre Zawa “askeri gruplar insanları yakıyor ve öldürüyordu. Yolumuzu kaybetmiş gibiydik ve hepimiz farklı yönlere doğru kaçtık” diyor ve 7 yaşındaki kızından ayrı düştüğünü de sözlerine ekliyor.
İronik olan ise, Silvestre’nin mülteci olmadan önce Batalimo’daki diğer bir kampta mültecilere yardım ediyor oluşu. Bugün ise o da kampta yaşayan bir mülteci. Ancak deneyimleriyle kendisinin de şu anda kaldığı Boyabo kampında yine mültecilere yardım etmeyi umuyor.
Silvestre ve Jean Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde uzun sure kalacak olmaktan korkuyor ancak “Oubangui nehrinin diğer tarafında huzur ve barış yok ve barış sağlanmadan önce diper tarafa geçmek istemiyorum” diyor Jean sertçe.
Céline Schmitt, Boyabo Mülteci Kampı, Demokratik Kongo Cumhuriyeti