Kapat sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

Gece yarısı Suriye’den kaçış: UNHCR Yüksek Komiseri Ürdün sınırını ziyaret ediyor

Gece yarısı Suriye’den kaçış: UNHCR Yüksek Komiseri Ürdün sınırını ziyaret ediyor

18 Mart 2013 Ayrıca şu dillerde de mevcut:

Yazı, 18 Mart 2013

Ürdünlü askeri gözlemciler sınırda günde ortalama 2.000 Suriyeliyi karşılıyorlar. UNHCR Yüksek Komiseri bu hafta bir gece onları ziyaret etti.

SURİYE - ÜRDÜN SINIRI, 14 Mart (UNHCR) – Kuyruğa girmiş mülteciler yıldızlı gecede yavaş yavaş ilerliyorlar. Başlarının üstünde çantaları, bir yandan bavullarını sürüklemeye çalışırlarken diğer taraftan da çocuklarına hakim olmaya çalışıyorlar. Kum ve kayaların ortasında yürürken onlara kılavüzlük eden şey ise ay ışığı.

Bu manzaraya tanıklık eden BM Mülteciler Yüksek Komiseri António Guterres mülteci grubunu karşılamak üzere karanlıkta bir tepenin yamacına doğru yaklaşıyor. Saat 22.00 ve yaklaşık 100 kişilik bu grup Suriye Ürdün arası tehlikeli yolculuğu başarıyla tamamladı.

Ama yakınlarda patlayan bir havan topu zaten var olan korkuları bir anda daha da büyütüyor. İnsanları bir acelecilik kaplıyor. Bir Ürdün askeri ağlayan bir bebeği kollarına alıyor. Yaşlı bir adamla karısı derhal ambulansa bindiriliyorlar.

Bir kadın ağlayarak yürüyor. “Tanrım, sana ne yaptım da beni böyle cezalandırıyorsun?” Ama diğerlerinin ağlamaya tahammülü yok. “Yürümeye devam et,” diyor adamın biri. “Bunun tanrıyla ilgisi yok.”

Ürdün ordusu günde ortalama 2.000 Suriyelinin geldiğin 145 sınır noktasını kontrol altında tutuyor. Gelenler derhal güvenli bölgelere gitmeye çalışıyor. Mülteci olarak geçirecekleri yeni hayattan imtina etseler de minnettarlık yüzlerinden okunuyor. Ürdün Sınır kuvvetleri komutanı Tuğgeneral Hüseyin Zyoud, Guterres’e en az 30 yaralının getirildiğini söylüyor. Çoğu kaçarken vuruluyor. “Onlara Ürdün ordusunun yanlarında olduğunu söylüyoruz, rahatlıyorlar,” diyor.

Mülteciler bu gece sonunda istirahat edebilecekleri bir tepeye çıkıyorlar.
Bazıları çadırların altında, bazıları da açık havada oturuyor. 40 kişilik bir geniş aile yolculuğu beraber yapmış. Erkekler aralarında sohbet ederlerken kadınlar da çocuklarıyla ilgileniyorlar. Daha bir aylık bile olmayan bir bebeğe dokuz yaşındaki erkek kardeşi bakıyor.

Okul öğretmeni Muhammet sınır kenti Dara’a’daki evinden buraya yeni gelmiş. Yaşadıklarını unutması zor. Sigara içerken hala elleri titriyor.

Sınır geçmeye kalkışacak cesareti toplayabilmek için iki ay beklemiş. Bu arada bir köyden diğerine kaçmış durmuş. Ama iki gün önce bulunduğu yerin yakınlarına bir füze isabet etmiş. Patlayan ev ve araba camlarının arasında dehşete kapılmış.

Muhabbet Dara’a’da onun gibi çatışmalardan da sınırı geçmekten de korkan pek çok kişinin olduğunu söylüyor. “Köyden köye geçiyorlar. Eğer şiddet iyice artarsa kaçacak yerleri olmayacak. O zaman onlar da Ürdün sınırını geçmek zorunda kalacaklar”

Guterres, mültecilerin dinlenmek için kaldıkları çadıra yaklaşırken tüm bu olanları “korkunç bir trajedi” olarak niteliyor. “Bana kalırsa dünya bir ülkenin sistemli bir şekilde yok edilmesinin ne demek olduğunu tam olarak anlamıyor.”

Yararlılar gelmeye başlıyor. Ürdün ordusuna mensup doktorlar onlarla ilgileniyor. Ağlayan bir adam, doktorlar üzerine battaniye örterken ince kumun üstüne kusuyor. Adam iliklerine kadar korkmuş durumda.

Bej battaniye örtülmüş bir sedyede başka bir adam geliyor. Yaşı 73. Bir doktor solgun vücudundaki deliklere bakmak için adamın giysilerini çıkarıyor. Midesinde, kolunda ve kalçasında yaralar var. “Midende başka bir şey var mı?” diye soruyor doktor.

Kolundaki acıyı hissettiğinde adam Dara’a’daki evinin önündeymiş. Kurşun yarasını gören çocukları eve koşmasını söylemişler. Sonra ikinci kurşun karnına isabet etmiş, ardından da üçüncü kurşun gelmiş. Ailesi onu bölgedeki hastaneye götürmüşler. Ama doktorlar güneş doğmadan sınırı geçmeleri gerektiğini söylemişler. Çünkü sabahları silahlı kişiler yaralılar için hastaneye geliyormuş. Beraberlerinde götürdükleri hastalara ne olduğunu ise kimse bilmiyormuş.

Doktorlar onu yakındaki bir hastaneye kaldırmak için hazırlık yaparlarken adamın iniltileri geceye karışıyor. “Nerede olduğunu biliyor musun?” diye soruyor birisi. “Evet, Allah’a şükür Ürdün’deyim,” diye cevap veriyor.

Guterres aynı günün sabahında bağışta bulunan ülkelere Suriyeli mağdurlar ve Ürdün gibi mülteci kabul eden ülker yararına ek fon yaratma çağrısı yaptı. “Elimizde mevcut olan mali kaynaklarla bu insanlara yardım etmeye devam etmemiz mümkün değil.”

Amman’da bir dış işleri mensubu Guterres’e şunları söylüyor: “Gelen insan sayısına bakıldığında kampları yeterince hızlı inşa edemediğimizi ve alt yapımızın yetersiz kalacağını görüyorum.” Ürdün 450.000’den fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını söylüyor. Bunların çoğunluğu il ve ilçelerde, 100.000 kadarı ise Za’atri’de yaşarken yeni kamplar inşa edilmesi öngörülüyor. UNHCR ise hükümet ile birlikte durumun daha da kötüleşmesi halinde alınacak önlemler konusunda çalışmalarını sürdürüyor.

Guterres, şu an 1.1 milyondan fazla olduğu tahmin edilen mülteci sayısının yıl sonuna kadar 3 milyonu bulabileceği konusunda uyarıyor.

Greg Beals ve Melissa Fleming, Suriye-Ürdün sınırı