Kapat sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

Ürdün’deki Suriyeliler: Çölün Ortasındaki Mülteci Toplumu

Ürdün’deki Suriyeliler: Çölün Ortasındaki Mülteci Toplumu

18 Mart 2013 Ayrıca şu dillerde de mevcut:

Yazı, 18 Mart 2013

ZA’ATRI MÜLTECİ KAMPI, Ürdün, 15 Mart (UNHCR) – Dünyanın en hızlı büyüyen mülteci kamplarından birinde, Suriyeli tüccar Noordin İbrahim, romantizmin kokularını satıyor. Topladığı hurdalardan derme çatma bir tezgah yapan İbrahim 300’den fazla parfüm, düzinelerce şişe oje ve müşterilerini biraz daha çekici kılacak türlü ürünler satıyor. “CK One” ve “Kiss over the Moon” gibi kokuların yanı sıra küçük şişelere doldurulmuş ev yapımı ürünler de mevcut.

İbrahim’in çölün ortasındaki bu kampa olan yolculuğu, Suriye’nin güney kentlerinden Dara’a yakınlarındaki küçük bir köydeki evinin bombardımanlar nedeniyle dümdüz edilmesinin ardından 26 Ağustos’ta başlamış. Mülteci, Suriye’yi karısı ve dört çocuğuyla gece yarısı terk etmiş ve zeytinlikleri aşarak sabah Ürdün sınırını aşmış, buradan da gittikçe büyüyen Za’atri kampına gönderilmiş.

Eskiden de bir dönem parfüm satmış olan İbrahim, o zamandan itibaren bütün parasını Za’atri kokularına yatırmış. Aynı köyden geldiği mülteciler ve artık ait olduğu geniş topluluğun, Ghabeet ailesinin, üyeleri sık sık tezgahına uğruyorlar. Gülümseyerek “Yaşamaya, dolayısıyla çalışmaya ihtiyacım vardı.” diyor ve ekliyor: “Buranın kokusunu da değiştirmek gerek.”

İbrahim’in parfüm tezgahı bir işletmeden daha fazlasını ifade ediyor. O tezgah aynı zamanda umut dolu bir toplumun yeşermesindeki ilk adım. Satılan her parfüm şişesi evlerinden edilmiş hayatların çilesine bir karşı duruş. Tezgah ayrıca kampın son altı ayda nasıl bir evrim geçirdiğinin de örneklerinden biri.

Topluluklar Suriye’den bir bütün olarak Ürdün gibi sınır ülkelerinden geçerek ayrıldıklarından dolayı ailelerini ve içinde bulundukları sosyal dokuyu da beraberlerinde getirdiler. Bir ulusun parçası olarak yaşayan bir topluluk şimdi bir başka ulusa kök salıyor. Za’atri artık birbirinden kopuk bireylerin ve ailelerin toplandığı bir yer olmaktan çok kendi başına ayrı bir topluluk.

Bu toplulukların tekrar bir ev algısı yaratma ihtiyaçları var. Suriye’de güvensizlik ortamı baş gösterdiğinden günde 4.000 kadar insan resmi veya gayrı resmi geçiş noktalarından Ürdün’e giriyor. Sığınmacıların büyük bölümü krallık boyunca kentsel ve kırsal alanlara yayılmış durumda. 100.000’e yakın mülteci de Za’atri kampında yaşıyor.

Orada UNHCR ve ortakları barınma, gıda, su, eğitim, sağlık ve koruma gibi ihtiyaçları karşılıyorlar. Buna ek olarak mülteci aileler ve topluluklar ailelerine ve geldikleri köylere göre kendilerini organize etmiş durumdalar. İnsanlar çadırlarını arkadaşları ve akrabalarınınkilere yakın yerlere kuruyorlar.

Ayrıca Ürdün içindeki mülteci toplulukları arasında olduğu gibi mülteciler ve Suriye’deki akrabaları arasında da iletişim ağları oluşuyor. Yeni bir toplum şekillense de eskisiyle bağları koparmamak çok önemli.

Gerçek ismini vermek istemeyen Ahmet, Za’atri’de sınırın ötesindeki Dara’a şehrindeki ailesiyle sık sık iletişim kuranlardan yalnızca biri. Kampın ucundaki bir çamur ve taş yığınının üstünde duran Ahmet telefonunu olabildiğince yukarı kaldırarak Suriye’nin ana GSM operatörünün sinyalini yakalamaya çalışıyor. Telefonun hoparlörü açık, yani öyle de konuşabiliyor. Yanı başlarında buldozerler kampı genişletmek için çalışırlarken onlarca Za’atri sakini de aynı şeyi yapıyor.

Mülteciler Suriye’deki arkadaşları ve aileleriyle bu şekilde iletişimde kalıyorlar. Üzerine çıktıkları küçük tepeciğe, sınır ötesindeki bir cep telefonu operatörünün adından esinlenerek “SuriyeTel” diyorlar. Ahmet Dara’a’daki akrabalarının sınırı ne zaman geçeceklerini öğrenmek için telefon konuşmalarını burdan yapıyor. Kendisinin güvende olduğunu ve onların da sınırı bir an önce geçmeleri gerektiğini söylüyor. “Herkes buraya geliyor,” diyor. “Evlerimizden, köylerimizden haberleri burada alıyoruz.”

Mültecilerin istekleri SuriyeTel tepesinden sınırı geçmek üzere olan arkadaşlarına ve ailelerine iletiliyor. UNHCR Ürdün temsilcisi Andrew Harper, “Geçen akşam 75 yaşındaki bir kadın köyünden zeytin yağı dolu iki çanta getirdi,” diyor. “Za’atri’deki akrabaları ne zaman döneceğinin belli olamayacağı için buna ihtiyacının olacağını söylemişler.

Kamptaki berberlerde, kahvehanelerde ve nargilecilerde tartışma konusu evden gelen haberlerden oluşuyor. Kampın ana caddesinde insanlar ayçiçeği tohumu, meyve, sebze veya pamuk şeker alırlarken evlerinden bahsediyorlar. Buralarda, çatışmaların bitmesinden sonra Suriye’ye dönüp yeni bir hayata başlama umutları yaygın.

Abdel Ürdüne beş ay önce gelmiş. Amman’da kısa bir süre bir berberde çalıştıktan sonra kendi işini kurmak için Za’atri kampına dönmüş. Erkekler burada 2 dolar dengi bir ücrete traş oluyorlar. Akrabaları dükkanına gelerek ona para ve umut sağlıyorlar.

Abdel’in ayak tabanında hala bir şarapnel parçasının olmasına karşın onun hayali geçmişin sefaletiyle savaşmak. Gururla, “21 yaşındayım ve bir iş adamıyım,” diyor. “Bu iş bittiğinde eve döneceğim ve gerçek bir berber dükkanı açacağım.”

Greg Beals, Za’atri Mülteci Kampı, Ürdün