Kapat sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

Suriye’de çatışmaların sağlık sektörüne darbe vurması nedeniyle pek çok hasta ve yaralı tedavi için ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor

Suriye’de çatışmaların sağlık sektörüne darbe vurması nedeniyle pek çok hasta ve yaralı tedavi için ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor

25 Şubat 2013 Ayrıca şu dillerde de mevcut:

Yazı, 25 Şubat 2013

Ürdün’ün Za’atri kampındaki hastane personeli geçen yılın Temmuz ayından bu yana 93.000’den fazla vaka ile ilgilendi. Tam donanımlı hastane, kapasitesinin üzerinde çalışıyor.

ZA’ATRI MÜLTECİ KAMPI, ÜRDÜN, 21 Şubat (UNHCR) – Mustafa*, yeşil bir hastane çadırının içindeki şilteye oturmuş acısını dindirmeye çalışıyor. Yanıklar yüzünden bacağındaki doku çekilip 45 derecelik kıvrımlar oluşturmuş. Ama Ürdün Za’atri kampında bulunan seyyar hastanedeki Faslı doktorlar vücudun enfeksiyon kapmasını önlemişler. Yakın zamanda plastik cerrahlar tarafından ameliyat edilmek üzere başka bir hastaneye sevk edilecek ve yeniden yürüyebilecek.

Dara’a’daki evinin çatışmalar sırasında yandığı akşamı anlatırken 41 yaşındaki mültecinin ela gözleri donuklaşıyor. Evini sallayan sağır edici patlamayı hatırlıyor. Salonun duvarları içeri dolan sıcak, turuncu rüzgardan nerdeyse yerle bir olmuş. Motosikleti alev alev yanmış. “Giysilerim alev almıştı, vücudum da yanıyordu” diye anlatıyor. “Bu kadar hızlı yanmalarını beklemiyordum.”

Dara’a’da yaralarıyla ilgilenebilecek bir doktor olmadığından Mustafa’nın genç oğlu babasını sınırın öteki tarafına geçirmek için mahalleden bir grup insan toplamış ve 23 Ocak günü saat 10’da Ürdün’e gitmek üzere bir arabaya binmişler. Üç saatlik yolculuğun ardından arabadan inmek zorunda kalan grup Mustafa’yı bir şilteye yatırarak altı kişi omuzlarında taşıyıp sınıra ulaşmışlar.

Mustafa’nın yanında başka hastalar da var. Kiminin kalbi kimi akciğeri nedeniyle hastaneye yatmış. Hastane, muayene olmak isteyenlerle ağzına kadar dolu. Mustafa gibi birçok hasta veya yaralı tedavi olmak için sınırı geçmiş.

Za’atri’deki Fas hastanesi kampın Temmuz 2012’de açılmasından bu yana 93.000’den fazla vaka ile ilgilenmiş. Bir diş kliniği, iki ameliyathane ve bir radyografi odası bulunan hastane tam donanımlı olmasına karşın sınırı geçen mülteci sayısının sürekli artması nedeniyle yetersiz kalıyor.

Ürdün, Mart 2011’de başlayan çatışmalardan beri, her gün 1.700 ila 4000 kişi olmak üzere, 320.000 Suriyelinin topraklarına girdiğini belirtiyor. Gelenlerin çoğunun tıbbi yardıma ihtiyacı var.

UNHCR kriz yönetimini koordine etmek için Ürdün ile birlikte durmadan çalışıyor. Za’atri’de bir temel sağlık hizmetleri koordinasyon merkezinin yakın zamanda açılması planlanıyor. UNHCR Ürdün sağlık birimi sorumlusu Ann Burton konuyla ilgili şöyle diyor: “Herkesin birlikte çalışarak kampta mevcut olan geniş kaynakları en iyi şekilde kullanmasını sağlıyoruz.”

UNHCR, aynı zamanda, Za’atri’de sağlık alanında faaliyet gösteren 10 ortağı ile birlikte, ortaklarından mevcut genel tıp doktorlarının sayısının artırılmasını talep etti. UNHCR sağlık uzmanlarının ve diğer doktorların kaydettiğine göre Suriye’nin pek çok bölgesinde sağlık hizmetinde yaşanan aksamalar nedeniyle karmaşık tıbbi sorunları olan mülteciler artan bir şekilde bölgeye geliyorlar. Bu da Ürdün’deki mevcut hizmetlerin yetersiz kalmasına yol açıyor.

UNHCR ve ortakları bugüne kadar bir salgının oluşmasını önleyebildi. 15 yaşından küçük tüm çocuklar kızamığa karşı aşılanıyorlar. Ayrıca kampa yeni gelen herkes acil tıbbi yardıma ihtiyacının olup olmadığının anlaşılması için sağlık muayenesine tabi tutuluyor.

Kamplardaki sağlık durumu henüz acil durum eşiklerinin altında olsa da UNHCR uzmanları çocuklara yönelik özel bir endişe taşıyor. Ann Burton yeni doğanların en savunmasız kesimi oluşturduğunu kaydediyor ve ekliyor: “Irsi anormallikler, erken veya düşük kiloda doğum ve doğum sonrası enfeksiyonları gibi her yerde görülebilecek sağlık sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Mevcut sağlık hizmetleri çerçevesinde bunların çoğu ile başa çıkabiliyoruz ancak daha karmaşık durumları sağlık bakanlığının sağlık hizmetlerine yönlendirmek zorunda kalıyoruz.”

Ann Burton’ın Cenevre’de bulunan meslektaşı Chris Haskew ise bazı ölümlerin kaçınılmaz olduğunu ve bu durumda UNHCR’ın nedenlerin araştırılması ve önleyici faktörlerin belirlenmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalıştığını aktarıyor.

Za’atri’de çalışan doktorlar mültecilerin genellikle ne tür zorlu şartlar altında Suriye’den kaçtıklarının farkındalar. Doktorlar tedavi gören hasta sayısının fazlalığına karşın mültecilerin hikayelerini dinlemekten geri durmuyorlar.

Fas hastanesi doktorlarından Bouaiti Elarbi konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu insanların büyük çoğunluğu yakınlarını kaybetmişler, bu deneyimin yarattığı etki çok ağır. Kendilerini dinleyecek birilerine ihtiyaçları var. Sinirli ve kaygılılar. Hastaları dinlemeye daha fazla vakit ayırmamızın ruh hallerinin iyileşmesinde etkili olduğunu fark ettik.”

Bu esnada, hastanenin doğum odasında 22 yaşındaki Leyla* sezaryenle ikinci çocuğunu dünyaya getiriyor. Nara* bebeğin büyükannesi Noor*, çocuğu kollarına alıp anne ve kızın sağlıklarının iyi olmasından dolayı teşekkür ediyor.

Leyla’nın büyük kızı Rina* epilepsi hastası. Kocası Ali* öldürülme korkusuyla Suriye’ye kaçmış. Kaçmalarında Dara’daki hastanenin çatışmalar yüzünden hizmet veremeyeceğinden korkmaları dolayısıyla bebeğin güvenliği de etkili olmuş. Leyla’nın Ürdün’e geldiğinde girdiği bunalım nedeniyle doktorlar anne ve bebeğin sağlığını korumak için sezaryenle doğuma karar vermişler.

Leyla’nın kafası bir hayli karışık olsa da yeni doğmuş çocuğunun verdiği mutluluk yüzünden okunuyor. Aylardan sonra ilk kez geceleri uyuyabildiği için de minnettar. Ama yine de geçmiş peşini bırakmayarak onu doğumu neşe içinde karşılamasından alıkoyuyor. “Mutlu olduğumu söylersem yalan söylemiş olurum.” diyor Leyla. “Hiç mutlu değilim. Yaşadığımız şeylerden sonra mutlu olmak mümkün değil. Çocuğumun geleceği nasıl olacak?”

* Güvenlik nedeniyle gerçek isimler kullanılmamıştır.

Greg Beals, Ürdün Za’atri mülteci kampı