Güney Sudan’a sığınmış bir mülteci öğretmen, mülteci kampındaki çocuklara ders veriyor
Güney Sudan’a sığınmış bir mülteci öğretmen, mülteci kampındaki çocuklara ders veriyor
Yazı, 8 Kasım 2012
Sanna, zor şartlar altında Güney Sudan’a ulaşabildi ama sonrasında UNHCR’nin Gendraasa Kampı’ndaki diğer mültecileri ve bu insanlar için neler yapabileceğini düşünmeye başladı.
GENDRASSA MÜLTECİ KAMPI, Güney Sudan, 5 Kasım (UNHCR) – Güney Sudan’daki Gendrassa mülteci kampına yerleştirildikten sonra Sanna’nın yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Altı ay boyunca yürüdükten sonra, sonunda güvende olduğu bir yere ulaşabilmişti.
Sudan’daki çatışmalardan kaçabilmek için haftalarca suların içinden yürüyen Sanna hala romatizma ağrılarını hissettiğini belirtti. Sanna’nın hikayesinde birçok hüzünlü anı var ama onu en çok etkileyenlerden biri babaannesinin açlıktan ve susuzluktan ölümünü görmüş olması. Sanna, yaşadıklarını “Babaannemi gömdük. Ona bir mezar yaptık ve onu o çukurun içine gömdük.” diye anlattı.
70 kilometre uzaklıktaki Jamam Kampı’ndan UNHCR’nin desteğiyle Güney Sudan’daki yeni kamplarına gelen Sanna günün ilk saatlerinde çok enerjik ve mutluydu. Kayıt olmak ve çadır almak için sıcak havanın altındaki uzun bekleyişten sonra ilerleyen saatlerde yorgun düşmeye başladı. Tüm bu sıkıntılara rağmen, bir süre sonra kamptaki diğer 11,000 mülteciye nasıl yardımcı olabilirim diye düşünmeye başladı.
İlkokul öğretmeni diploması olan Sanna, kamptaki insanlara yardımcı olabildiği için çok mutlu olduğunu belirtti. Birçok mülteci çocuk eğitimlerine ara vermek zorunda kalıyor ve gelen mülteci gruplarında büyük oranda çocuklar oluyor. Bu yüzden de Sanna’nın mesleği kamplarda çok büyük bir önem taşıyor.
UNHCR, mülteci çocukların en temel eğitim olan ilkokul eğitimlerini tamamlamasına büyük önem gösteriyor. Bununla bağlantılı olarak, günün sonunda Mülteci Ajansı ile çalışan bir NGO, Sanna’ya öğretmenlik yapmasını teklif etti.
Bu gelişme, Sanna’nın acısını dindirmeye biraz da olsa yardım etti;ama Sanna için gelecek yine belirsiz ve geldikleri yeri özlüyor. Sanna duygularını şu sözlerle dile getirdi: “ Mülteci olmak çok yorucu, sürekli bir şeyleri taşımak zorundasın ve her zaman korku içinde yaşıyorsun. Mülteci olmanın iyi olabilecek hiçbir yanı yok.”
Mavi Nil Eyaletindeki güçler ile çatışmaların başlamasının ardından Sanna ülkesini terketti. Bu yılın başından beri güvenli bir yer bulabilmek için yollarda. Savaş uçakları, gece ya da gündüz farketmeksizin herhangi bir ışık veya ateş görürlerse saldırıyorlardı. Sanna, beyaz giyersen de savaş uçaklarının hedefi olabileceğini belirtti. “Kuzenim Mohammed’in gözleri görmüyordu. Savaş uçaklarından atılan bombaların hedefi oldu ve öldü.” diye ekledi Sanna.
Hava saldırıları köylüleri çok korkuttu;ama en çok etkilenenler tabiki de çocuklar. Köylüler hayatta kalabilmek için köylerini terketmeye karar verdiler. İlk vardıkları yer Baw’dı ve burada 3 ay kaldılar. Sonrasında, Baw’dan da gitmeye zorlanınca yeniden yollara düştüler. Çatışmalar gittikleri yerlerde de onları izliyordu ve en sonunda sınırın diğer tarafındaki Jamam ve Gendrassa’nın bulunduğu Yukarı Nil Eyaleti’ne geçtiler.
Sanna, bu durumdan etkilenenlerin en çok kadınlar ve çocuklar olduğunu belirtti. “Kadınlar ve çocuklar açlıkla zor mücadele ediyordu. Kadınlar yanlarına aldıkları eşyaları taşırken ayrıca çocuklarına ve ailelerine bakmak zorunda.” dedi.
Sanna ve köylüler, başta Jamam’a yerleştirildiler. Jamam’da hem kendilerini güvende hissediyor hem de UNHCR’den ve diğer yardım kuruluşlarından yardım alıyorlardı. Sayıları artmaya başladıkça, UNHCR mültecilerin daha uygun bir lokasyon olan Gendrassa’ya götürülmesine karar verdi.
UNHCR Sanna ve ailesi ile tanıştığında, kayıt işlemlerini yeni bitirmiş, onları aile çadırlarına götürmesi için traktörün gelmesini bekliyorlardı. Uzun bir süre beklemesi gerekiyordu ve en sonunda sırası geldi. Büyük valizi traktöre yüklenildi ve iki kilometre uzaklıktaki aile çadırına gidebilek için yürüyerek traktörü takip etti. Jamam’dan eşi yanında getirdiği iki inekleri ile geldiğinde, Sanna aile çadırını eşiyle paylaşmaya başlayacak.
Sonrasında yeniden koşuşturma başladı. Sanna, elinde sarı plastik torbası çadırına doğru yürüdü ve su içmek istediğini söyledi. Karnı acıkmıştı,susamıştı ve çok yorgundu;ama tüm zorluklara rağmen memnundu. Duygularını şu sözlerle dile getirdi: “ Çok mutluyum. UNHCR umutsuzluğa düşmemize asla izin vermedi. Bize çok yardımcı oldunuz. Çok teşekkür ederim.”
Ama yine de eski yaşamına dönmeyi umut ediyor. Sanna, ülkesinde barışın sağlanacağını ve bir gün evine geri döneceğini umuyor. Amacının, eğitimini tamamlamak ve bir birey haline gelmek olduğunu söyledi.
Güney Sudan- Gendrassa Mülteci Kampı-Cecile Pouilly ve Angie Brooker