ExCom Toplantısı: UNHCR’nin üst düzey yetkilisi yerlerinden edilmiş insanlar için korumanın geliştirilmesini istiyor
ExCom Toplantısı: UNHCR’nin üst düzey yetkilisi yerlerinden edilmiş insanlar için korumanın geliştirilmesini istiyor
Yazı, 6 Ekim 2011
Yüksek Komiser Yardımcısı Erika Feller dünyada zorla yerinden edilen kişiler ve vatansızlar için evrensel sistemdeki boşlukların doldurulması amacıyla daha hızlı eyleme geçilmesini istedi.
Cenevre, Ekim 5 (UNHCR) – Batı, Kuzey, ve Doğu Afrika’ya tam olarak yayılmış yerinden edilme kriziyle karşı karşıya olan BM Mülteciler Örgütü, Çarşamba günü uluslararası toplumu dünyadaki mültecileri, yerlerinden edilen insanları ve vatansızlar için nasıl koruma sağlanması hususunu gözden geçirmeye davet etti.
UNHCR’nin yıllık Yönetim kurulu toplantısında yaptığı bir konuşmada Korumadan sorumlu Yüksek Komiser Yardımcısı Erika Feller, dünyanın 2011 yılında yerinden edilmeyle ilgili acil durumlara cömert davranırken – acil durumlarda mültecilerin korunması, ülkeler arasında külfet paylaşımı, ve uluslararası sorumluluklarla ulusal çıkarlar arasındaki gerilimler – gibi üç büyük alanda acilen geliştirilmeye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Feller, her birinin insani çabaların ulaşması zor ya da tehlikeli olduğu ya da çok çabuk gerginleşebildiği, zorla yerlerinden edilmiş yüzbinlerce insanın bulunduğu Libya, Fildişi Sahilleri ve Somali’deki acil durumlara değindi.
"Bu şartlarda hayat kurtarıcı tedbirlerin ön plana çıkması çok şaşırtıcı değil" dedi. "Cinsel ya da cinsiyete dayalı şiddet, insan ticareti ve çocukların askere alınması, ailelerin birbirinden ayrılması ya da engellilerin ihtiyaçları gibi korunmayla ilgili önemli kaygılar, sonradan durum sakinleştiğinde yaygın bir hal almamasının önlemesi amacıyla yeteri kadar önceden belirlenemeyebiliyor.’
Feller, UNHCR ve ortaklarının bu tür riskleri daha iyi bir şekilde belirleyip nasıl daha hızlı müdahale etmeye odaklanacağını söyledi ve önümüzdeki yıl UNHCR’nin mülteci çocuklara daha iyi yardımcı olmak amacıyla yeni bir inisiyatif başlatarak engellilere daha geliştirilmiş yardıma odaklanacağını ekledi. Ancak, devletlerden bunlara ve korumanın daha az tanınan diğer unsurlarına kaynak sağlamalarını artı kriz anlarında mülteciler için daha hızlı yerleştirme mekanizmalarını değerlendirmelerini istedi.
Dünyadaki tüm mültecilerin % 80’inin gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı göz önüne alınırsa son yıllarda büyük sayılarda mülteci nüfusunu barındıran ülkelerde külfet ve sorumluluk paylaşımının gerekliliği son yıllarda zorunlu hale gelmiştir. Bu dengesizliğe çözüm bulmak için uluslararası görüş birliği sağlamada zorluklarla karşılaşan UNHCR Orta ve Güneydoğu Asya dahil bölgesel düzeyde sorumluluk paylaşımının geliştirilmesini teşvik ediyor.
Feller, ülkeleri yerleştirme olanaklarını genişletmeleri konusunda teşvik etti. Dünya çapında UNHCR’nin görev alanına giren 10.5 milyondan fazla kişi olmasına rağmen her yıl yalnızca 80.000 kişinin yerleştirilmesi için yer var. İnsanların bütünleşmesi ya da geri dönüşü mümkün olmayınca milyonlarca insan çoğunlukla hizmetlerin ve diğer yardımların sınırlı olduğu kamp ortamlarında uzun süre sıkışıp kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Yüksek Komiser Yardımcısı özellikle çocuklar olmak üzere bu şartlarda yaşayan insanların yaşamlarının iyileştirilmesi ihtiyacından bahsetti ve UNHCR’nin beş yıllık bir eğitim stratejisi hazırlayacağını duyurdu.
Feller iltica meselelerini göçle birleştiren ve daha çok sığınmacının tutuklanmasıyla ya da caydırıcılık tedbirleriyle iltica talebinde bulunmanın daha da riskli hale gelmesiyle sonuçlanan daha kritik yorumlarını sonraya bıraktı. 2011 yılında onbinlerce insan Aden Körfezi, Asya ve Avustralya arasında, ve Afrika’dan Akdeniz kanalıyla çatışma ya da zulümden kaçmak içIn teknelerle çıktıkları çaresiz yolculukları hayatlarıyla ödediler.
"Caydırma tedbirleri teknelerle gelişi durdurmadı, yalnızca işler yolunda gitmediğinde daha ölümcül yaptı.’dedi. ‘Ve denizde tehlikede olanların kurtarılmasına ilişkin saygı duyulan gelenek malesef tehlikede’diye ekledi.
Yüksek Komiser Yardımcısı ayrıca UNHCR’nin sorumluluklarının ülkelerinkinin yerine geçmesi şelinde yorumlanmasının yanında bazı ülkelerin mültecilerin korunması konusuna minimalist yaklaşımlarına karşı da uyarıda bulundu.
"Bu, örneğin, görev kapsamı içinde UNHCR’nin yaklaşık 57 ülkede mülteci statü değerlendirmesi yapmasına neden oldu…Bazı koşullarda koruma sorumluluklarını yerine getirirkenki bu ‘el çekme’ yaklaşımı kabul edilmiş tüm mültecilerin kısa zaman dilimleri içerisinde başka bir ülkeye yerleştirilmeleri - yeniden yerleştirmenin çok az kişiye uygulanabilir bir çözüm olduğunu hiçe sayarak- UNHCR’den talep edilmektedir. ‘Bu malesef işe yaramıyor.’
Mülteci statü değerlendirme, sığınma talebinde bulunan birinin uluslararası koruma talebinin değerlendirildiği bir süreçtir.
UNHCR bu yılın başlarında vatansızlıkla mücadele etmek için vatansızlıkla ilgili sözleşmelerin daha fazla ülke tarafından kabul edilmesini teşvik etmek amacıyla bir kampanya başlattı. Bazı tahminlere göre tüm dünyada yaklaşık 12 milyon kişi vatandaşlık haklarından yoksun ve bu onların eğitim, sağlık ve diğer devlet hizmetlerine erişimlerini tehlikeye atıyor.
Feller bunu, ‘devlet sorumluluğunun kabul edilmesine gelince en göze çarpan açıklarından biri’ olarak tanımlıyor. Bu ve diğer konularla işgili gelişmelerin bu yıl daha sonra UNHCR’nin Aralık ayında düzenleyeceği toplantıda görüleceğini umduğunu söylüyor.