Close sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

Somali’de Kuraklık ve Yerlerinden Edilme Olayları: Kumdan ve Açlıktan Kaçan İnsanlar

Hikayeler

Somali’de Kuraklık ve Yerlerinden Edilme Olayları: Kumdan ve Açlıktan Kaçan İnsanlar

2 Ağustos 2011 Ayrıca şu dillerde de mevcut:

Yazı, 2 Ağustos 2011

Çatışmalar ve kıtlık Somali'ye yardımların ulaşmasını sekteye uğratıyor. Somali'nin başkenti Mogadişu'daki çatışmalar sebebiyle, yaklaşık 180.000 insana yardım götürülmesine ilişkin planlar tehtid altında.

DAGAHALEY MÜLTECİ KAMPI, Kenya, 2 Ağustos (UNHCR) –Abdulahi Haji Hassan ailesindeki yorgun ve kafası karışmış bakışları fark ederken, kuraklığın ve kıtlığın altüst ettiği hayatlarını düşünüp kederlendi. İki yaşınaki oğlu Madey ise, durumdan bihaber  annesinin göğsünde uzanmakta.

Abdulahi’nin dört yaşındaki kızı Fama, güney Somali’ye yakın büyük çölden Kenya sınırına doğru çıktıkları 27 günlük yolun ardından toz toprak içinde. Tozla kaplı yüzünde gözyaşı izleri var. Karısı Haway ise ancak yıllar sonra eve döneceği fikri karşısında üzüntüyle dudaklarını kemiriyor. Fakat Abdulahi hayatlarını değiştirecek bir karar almış. Abdulahi, ‘Evim artık tozlu yollardan ve açlıktan ibaret. Oraya geri dönemem.’demekte.  

Barınaklarda yaşamak onlar için bir tercih meselesi değildi. Ailenin geçim kaynağı hayvan gütmeye dayanıyordu. Abdulahi’nin 70 keçisi ve 30 ineği hasta düştü ve hayvanları aç susuz bırakan bu en büyük kuraklık sebebiyle birer birer öldü. Geçim kaynağı olan hayvanlar, onun geniş ailesinin bir parçası gibiydi ve ölümleriyse aile için büyük bir yıkım oldu. . .

Son inekleri öldüğünde, herkes ölüm sırasının çocuklara geldiğini biliyordu. Abdulahi’nin annesi onlara köyü terk etmelerini söyledi. Annesi, ‘Çocuklarının açlıktan ölmesini istemiyorum. Yardım bulabileceğin bir yere git ve oraya güvenle gitmen için dua edeceğim.’ dedi.

Hassan Ailesi üyeleri, kuzeydoğu Kenya’daki Dadaab bölgesinde bulunan Dagahaley’i de içeren kamplara her gün gelen  1,300 mülteciden biri. UNHCR’ın yeni gelen mültecileri barındırma olanakları her geçen gün daha iyiye gitmekte fakat, 400,000 mülteciyi barındıran bir mülteci kampını yönetmek oldukça zorlu bir iş. UNHCR ve Kenya Hükümeti, çok büyük gelişmeler kaydetti. Fakat bu savunmasız kişilere barınak sağlayabilmek ve sağlık hizmetleri sunabilmek için  daha çok kaynak gerekmekte.

Yolculuk

Somali’den kaçanlar için, ilk ve en zor adım yolculuğa çıkmak. Hassan ailesi, köyden yedi aileyle birlikte kaçtı. Hurdaya çıkmış bir arabadan sağlanan aksla yapılan eşek arabasıyla, bir paket darı ve büyük bir plastik bidon suyu beraberlerinde götürmekteler. 

Gündüz dinlenip gece yürümeye devam etmekteler. Bir hafta sonra zaman kendiliğinden akmaya başladı. Abdulahi, ‘Her gece aynı yürüyüşü yapıyoruz. İyi ya da kötü gece yok sadece geceler var. Çocuklarınızın durumunu için endişeleniyorsunuz. Tabii ki şu an en küçükleri için daha fazla kaygılanıyorum.’ dedi. Çocuklar az miktarda su ve darı tüketirken, genellikle ailelerin yiyecek bir şeyi yok.

Çocukları kafasını meşgul etmediği zamanlarda Abdulahi annesini düşünmeye başladı. Söz konusu kaçış yüzünden annesinden bir günden fazla uzak kalmış. Annesi eşek arabasıyla yolculuk etmiş olsaydı bile, bu kaçışı kaldıramaycak kadar yaşlı ve güçsüz durumdaydı. Abdulahi, ‘Benim için dua edeceğini ve gideceğim yere ulaşacağımı söyledi.’ dedi.

Kardeşlerinden biriyle kalmasına rağmen annesi Hasan’ın aklından hiç çıkmamakta. Hassan, ‘Yiyecek bir şey istiyor mudur? Hasta mıdır? Ben gelmeden önce ölür mü?’ diyerek annesiyle ilgili sürekli kaygılanmakta.

Kenya sınırına yaklaştıklarında, ailelerin karşısına haydutlar çıkmış. AK-47’lerini sağa sola savurarak, ailenin bütün eşyalarını bir şey bulmak amacıyla karıştırdılar. Abdulahi, ‘Alacak bir şey bulamadıklarında silahlarının kabzalarıyla bizi dövmeye başladılar.’ diyerek hikayeyi kendi gözünden anlatıyor. Söz konusu saldırı yüzünden kardeşlerinden birinin ise iki kaburgası kırılmış durumda.

Kabul Yeri

Saat sabahın yedisi. .  .Yeni gelen mülteciler Dagahaley kampının kabul yerinde öbek öbek toplanmaktalar. Yaşlı bir kadın hastalıktan şikayet ederek öksürdü. 30 yaşındaki Mariam Mohamud, gecenin ilerleyen saatlerinde bir kız çocuğu doğurdu. Mariam, kızını kırmızı bir beze sararak kolları arasında tutmakta.

UNHCR’ın iş birliği içinde bulunduğu Sınır Tanımayan Doktorlar kuruluşunun çalışanları, bebeği ve anneyi fark ederek onları kabul merkezinin kliniğine götürdüler. Doktor Hasan Abdi, duygularını dışa yansıtmadığı için normalde kendiyle gurur duyardı fakat bu durum karşısında yaşadığı mutluluk yüzünden belliydi. 

Küçük çocuğa uzamıyor ve nazikçe onu kollarına alıyor. Birkaç dakika sonra rahat bir nefes alıyor. Doktor, ‘Bebeğin durumu iyi.’ dedi. Tükenmiş olan anne bebeğine isim bile verememiş durumda. Bebeğe Mariam ismi kondu. Anne-kız, yerel bir hastanenin ambulansına yerleştirildi. Yanlarında ileri derecede yetersiz beslenmiş olan Muhammed Abdulahi’de vardı. İki yaşındaki Abdulahi’nin ağırlığı, sadece beş kilogram ki birçok yeni doğan bebeğin ağırlığının sadece biraz daha fazlası.  

Bu arada Kenya hükümeti görevlileri, UNHCR ve iş birliği içinde bulunduğu kuruluşlar, yeni gelenleri yönlendirmekte, onlara gıda ve diğer yardım malzemeleri temin etmekte. Ailelerin parmak izlerinin alındıktan sonra önemli bilgiler, UNHCR’ın bilgi havuzuna yükleniyor. Söz konusu süreç, sığınma talebinde bulunan insanların takibinin sağlanması ve yardıma muhtaçlara gerekli hizmetlerin sunulması için çok önemli.

Parmak izlerinin alınmasını beklerken, aileler sessizce oturmaktalar. Bu an, umutsuzlukla dolu bir ortamda olabilecek en huzurlu an. En korunmasız kişilere sağlık taraması yapılması, mültecilere gıda dağıtmak ve farklı yardımlar sağlamak, onları kayıt altına almak, UNHCR ve iş birliği içinde bulunduğu kuruluşların yaklaşık 90 dakikasını alıyor. UNHCR Dagahaley’deki saha görevlisi Roger Naylor, ‘Bu durgunluğun sizi kandırmasına izin vermeyin. Ortam sakin, çünkü UNHCR çok iyi organize edildi ve mülteciler çok yorgun.’ dedi.

48 yaşındaki David Owalo Magolo,  Dadaab yakınındaki mülteci kampında ,1996’dan beri çalışmakta. Şu an gibi bir acil durumla daha önce hiç karşılaşmadığını söyledi. Magolo, ‘Çocuklar ve kadınlar çok büyük bir acı içinde. Kenya’ya doğru birkaç çocukla yola çıkıyorlar. Bir çocukla 500 metre yürüyorlar, onu bırakıp bir diğer çocuğu kucağına alıp yürümeye devam ediyor.’

Mültecilerin yüzü David’in aklına kazınmış ve bu yüzlerin rüyalarına girmesinin sadece an meselesi olduğunu söyledi. Bu zorlu süreçte, kendisine umut ve gurur veren  diğer anlara yoğunlaşmak için uğraşmakta.

David: “Günün en güzel kısmı bir mültecinin daha sistemde kayıt altına alındığını görmek. Onlara yiyecek ve giyecek veriyoruz. . . Onları sağlık taramalarından geçirdik. Gıda maddelerine,tencere ve tava gibi mutfak araçlarına sahipler. Yeni hayatlarına başlamak için sağlayabildiğimiz yardım bu kadar.’dedi.

Çoğunun yirmi yıldır Dadaab’da yaşadığı yerel halk da yardım elini uzatti. 38 yaşındaki mülteci Mahat Ahmet, ‘Mültecilerin geldiğini gördüğümüzde, kamptaki dini gruplar ve gençlik onların yardıma ihtiyacı olduğuna karar verdi. Eğer iki giyeceğiniz varsa birini veriyorsunuz. İki çift ayakkabınız varsa bir çiftini veriyorsunuz.’dedi.

Sahip oldukları çok az şeyi de paylaşan mültecilerin mesajı Somali bölgesinin diğer kısımlarına giderek yayılmakta. Yakında, Somalili iş adamları ve Nairobi’den kuzey Amerika’ya kadar herkes, bu amaç için bağışta bulunacak. Her gün, kamyon dolusu süt, bisküvi ve giyecek bölgeye ulaştırılıyor. Mülteci kamplarında plastik paketler içinde  insanlara dağıtılıyor.  

Söz konusu yardımsever mülteciler, yardımlarını bir başlangıç noktası olarak nitelendirmekteler. Söz konusu yardımlarıyla dünyadaki diğer yardımsever insanlara da çağrıda bulunuyorlar. Süt ve bisküvi dağıtan 24 yaşındaki Barre Osman, ‘Bu bir inanç meselesi. Onların  kalpleriyle bizim kalplerimiz birbirlerine bağlı. Hepimiz Adem ve Havva’nın soyundanız ve hepimiz kardeşiz.’dedi.

Greg Beals, Dagahaley Mülteci Kampı, Kenya